Malum Türkiye’nin önemli sorunlarından biri işsizlik. Bugünlerde kiminle konuşsam kendisi ve/ya bir arkadaşı/yakını iş arıyor. Pek çok kalifiye işsiz var, işi olanların da büyük bir bölümü işinden memnun değil. Bu sorunu çözmek başta önemli devlet politikaları ile mümkün tabi ama o bu yazının konusu değil. Bu yazıda size biraz bu işsizlik ortamında ülkemizde pek çok kişi için zor bir süreç haline gelen iş arama sürecinden, iş ilanları/iş görüşmelerinden ve gelişmiş ülkelerdeki durumdan/örneklerden bahsedeceğim.

İş Görüşmelerinde Sorulan Sıradışı Sorular

Shari Alexander bir İnsan Kaynakları Profesyoneli. Observe-Connect-Influence’ın kurucusu ve Entrepreneur Magazine’de İK üzerine yazılar yazıyor. Bir makalesinde iş görüşmelerinde sorulması gerektiğini düşündüğü sıra dışı sorulardan bahsetmiş. Sorulması gerektiği diyorum; çünkü Shari Alexander aynen bu tabiri kullanmış. Yıllardır devam eden klişe süreçlerin artık işletmelere eleman seçiminde ciddi yanlışlar yaptırdığına dair düşünceleri var.

Peki Shari Alexander’ın sorduğu sorular neler?

Sıradışı Sorular ve Değerlendirmesi

Shari’ye göre işletmenin kültürüne göre sorulabilecek sıra dışı sorular adayı tanımaya yönelik önemli ipuçları verebilir… Sorduğu sorulara ve açıklamalarına bakılırsa gerçekten şaşırtıcı, bir o kadar fikir verici/ufuk açıcı önermeler…

Sorulardan ilki:

– Eğer bir süper kahraman olmak isteseydiniz ne olurdunuz? Neden?

Shari birkaç bildik/alışılmış soru ile görüşmeyi başlattıktan sonra yukarıdaki soruyu soruyor… Bu soruya gelen cevapların, yani hangi süper kahraman olduğunun/neden o olmak istediğinin (büyük oranda) kendisi için bir değeri yok ve fakat dikkat ettiği şey bu soruya verilen tepkiler. Soruya çok şaşırarak tepki verenlerin, büyük bir ciddiyetle düşünüp bunun profesyonel bir soru olmadığı yönünde görüş/mimik bildiriminde bulunanların olduğundan bahsediyor. Soruya gülerek, bunun bir şaka olduğunu anlayarak hatta bu şakanın tadını çıkararak cevap verenlerin iyi bir espri anlayışı olduğunu düşünüyor ve onların kendisi için tercih edilebilecek adaylar olduğunu söylüyor. Shari’ye göre bir işletme için espri anlayışı gelişmiş ve refleksleri güçlü çalışanlar önemli bir avantaj :).

Shari’nin diğer yöntemleri ve soruları da epey sıra dışı, ülkemizde tam olarak uygulanabilir mi bilemiyorum ama dilerseniz bu sıra dışı sorulara devam etmeden önce bizdeki duruma -biraz da karşılaştırma yaparak- şöyle bir göz atalım.

İK Görüşmeleri Öncesi İş İlanları

İK görüşmelerini başlatan süreç iş ilanları. Aslına bakarsanız bu ilanlar bize şirket kültürüne, görüşmenin nasıl geçeceğine dair önemli ipuçları veriyor. Dilerseniz yurt dışı ile karşılaştırmalı olarak bu ilanlara ve ne demek istendiğine biraz bakalım..

Ülkemizde iş ilanlarında kullanılan retorik/dile bağlı olarak ne demek istendiği ile ilgili sanırım hepimizin ortak bir fikri vardır. Örneğin ilanda aranan niteliklerde “Esnek çalışma saatlerine uyum sağlayabilecek.” yazıyorsa hepimiz ne demek istendiğini/şirketin çalışma kültürünü gayet iyi anlarız; normal çalışma saatlerinin çok üstünde çalışacaksınız ama fazla mesai ödenmeyecek. Bu kanıya varmımıza neden olan etmenlerden biri de ilanda yazılmayanlardır. Gelişmiş ülkelerin çoğunda iş ilanlarında “Şirketimiz Tarafından Sunulanlar” şeklinde bir bölüm varken, maalesef bu bölüm ülkemizde pek çok ilanda yer almaz.

Bir diğer örneğe geçelim; yaş ve cinsiyet sınırları. Ülkemizde ilanlarda yaş/cinsiyetle ilgili sınırlamalara hatırı sayılır bir oranda yer verilir. 20-30 yaş arası, 35 yaş altı bay, 40 yaşını geçmemiş vb… İlanlarda bu tür tabirlere yer verilmesi en hafif tabiriyle kendini sınırlama/vizyonsuzluk, gerçek/açık tabiriyle de ayrımcılık!

Bu örneklere karşılık dilerseniz uluslar arası bir firmanın iş ilanlarından bir bölüme yer verelim. Firma Dell ve tüm iş ilanlarında yer alan bölümün çevirisi:

“Dell tüm çalışanlarına ayrımcılık ve tacizden uzak, eşit çalışma koşulları vaad eder. Tüm işe alım kararları işin ihtiyacı, görev tanımı ve adayın nitelikleri üzerinden alınır. İşe alımlarda; ırk, din/inanç, milliyet, etnik köken, cinsiyet (hamilelik dahil), yaş, fiziksel/ruhsal/algısal engeller, cinsel tercih, HIV (AIDS) statüsü, medeni durum, sendika vb. üyelikler, askerlik durumu, aile fertlerinin hastalık geçmişi, aile fertlerinin/ebeveynlerin mesleği veya hizmet gösterdiğimiz bölgedeki kanunlarla korunan kişisel haklar kapsamında özellikler dikkate alınmaksızın karar verilir. Dell ifade edilen türlerden herhangi birine dayandırılmış ayrımcılık ve tacize tolerans göstermeyecektir.”

İlanda yer alan bu bölüm şirketin kültürü ve o şirkette insana verilen değeri ne kadar güzel ifade ediyor değil mi? Ülkemiz firmaları da dilerim bu bilince ulaşabilir.

Gelelim iş görüşmelerine ve Shari’nin diğer sıradışı sorularına…

Shari’nin yazısında örnek verdiği firmalardan biri Zappos. Zappos şirket kültüründeki temel değerlerden birini “şirket için eğlence yaratabilen, sıradışı/tuhaf çalışanlar” olarak tanımlıyor. Yerli şirketlerin pek çoğu için gene uzak bir kavram :).

Zappos’un iş görüşmelerinde sorduğu soru, hedeflediği sıradışı/tuhaf kişileri tespit etmeye yönelik. (burada bir parantez açıp kastedilen tuhaflığın makbul bir şey olduğunu ifade edelim). Soru epeyce sıradışı ve tuhaf :).

– En çok kullandığınız küfür nedir? Cevap geldikten sonraki soru: Şimdi bu küfürü önümüzdeki 3 sorudan birini cevaplarken kullanabilir misiniz?

Bu ve takip eden sorudaki amaç; adayın çizgiyi aşmadan/yasal çizgilere sadık kalarak ne kadar sıradışı olabileceği, tuhaflaşabileceği… Daha iyi bir ölçüm, daha eğlenceli bir görüşme olamazdı sanırım :).

Shari’nin iş görüşmelerinde önerdiği bir başka yöntem “aynası iştir kişinin” başlığı ile ele alınabilir.

Shari kimi zaman konuşmayı yeterli bulmuyor, adayları davranışları üzerinden tanımaya çalışıyor. Örneğin “ekip çalışmasına” yatkın olup olmadığını anlamak için adayları gerçekten ekip olacağı kişiler veya diğer adaylarla gruplandırıp, gruplara bir görev veriyor. Bu görevler lego yapmak veya benzeri bir oyun… Burada amaç tabi ki oyunun tamamlanması/kazanılmasından ziyade adayın o grup içindeki davranışlarını gözlemek.  Aday ekipteki diğer üyelere yardım ediyor mu? Rekabetçi mi davranıyor? Grup üyelerinin yönlendirmelerini dinliyor mu? Eğleniyor mu yoksa strese mi giriyor? Shari tüm bu gözlemlerin sadece ekip çalışması değil, adayın yaratıcılığı, sıradışı düşünüp düşünmediği vb. özellikleri hakkında da ipuçları verdiğine değiniyor.

Şimdi bu kadar sıradışı iş görüşmesi örneklerinden sonra ülkemizdeki rutin örnekleri verip yazının temposunu düşürmeyelim dilerseniz 🙂 ama şu kadarını söyleyelim, maalesef ki bu ufuk açıcı, yenilikçi, bir o kadar eğlenceli, heyecan yaratan görüşmelerin epeyce gerisindeyiz. Şöyle bir hatırlayalım, iş arama süreçlerinde hemen hepimiz en az bir kere Dell’in ilanlarında ifade ettiği türden bir ayrımcılığa uğramışızdır. Soru sormaktan ziyade sorgulayan bir tavır, adaya neredeyse bir lütufta bulunulduğu hissinin verildiği bir yaklaşım/terminoloji, ayrımcı/baskıcı olduğu kadar üzücü de…

Ülkemizde toplumun büyük oranında geçerliliğini koruyan aşırı kuralcı, statükocu ve maalesef ki ayrımcı yaklaşımlar ne yazık ki işe alım süreçlerinde de yaşanıyor. Yaşanmaması için olumlu yönde değişimi başlatacak değiştirici/dönüştürücü davranışların, bakış açılarının, politikaların çoğalması dileğiyle…Gelişmiş ve eşitlikçi yönetim anlayışları olan işletmelerin ilerlemesi, kendini geliştirmesi ve kalıcılığı da uzun süreli olacaktır. Herkesin çalışmayı hayal ettiği bir işletme olmayı kim istemez!