Dijital dünya ile ilişkimiz bir süreklilik içinde değişiyor. Başlangıçta hem bireysel hem kurumsal bazda yaptığımız şeyleri artık yapmıyoruz. Buna paralel olarak da markaların dijital pazarlama ve sosyal medya kullanımlarını sürekli yenilemesi faydalarına…

Dilerseniz hep birlikte markaların sosyal medya kullanımlarındaki son değişikliklere/önerilere bir göz atalım.

Önceliğiniz Değer Katmak Olsun

Dijital dünyanın ileri gelenleri sosyal medyada like sayısından çok farkındalık yaratmaya önem veriyor. Yani nicelik değil nitelik giderek daha çok önem kazanıyor. Facebook’ta “Ne kadar da sevimli değil mi?” yazısı ile paylaşılan kedi/köpek resimleri çok like alabilir tabi (gerçi onların da modası yavaş yavaş geçiyor) ama sitenize ne kadar ziyaretçi getirebilir ki? Hangimiz sevimli bir kedi fotoğrafı yüzünden gidip markanın web sitesine gireriz? Hiçbirimiz.

Web sitenize ve/ya blogunuza vereceğiniz linklerle birlikte; bu linke tıklama isteği yaratacak, kullanıcının gerçekten ilgisini çekebilecek içerikler sosyal medyada öne çıkıyor.

Mecranın Ruhuna Uygunluk

Sosyal medyanın ruhuna uygun paylaşımlar zaten epeyce bir zamandır dile getiriliyor. Burada son durum şöyle, Twitter’ı daha çok bir Müşteri Hizmetleri gibi kullanmanız öneriliyor. Facebook satış ve web sitenize/bloga link vermek için daha uygun. Linkedin özellikle iş dünyası için paylaşımlarda ve B2B platformlarda çok önemli. Sitelere diğerlerine oranla daha fazla trafik getiriyor.

Paylaşım sıklıkları da şu şekilde önerilmiş:

Facebook için haftada 1-3 arası paylaşım etkili. Daha fazlası ile aynı kullanıcılara ulaşmak için daha fazla para/zaman harcanmış sayılıyor. Farkındaysanız Facebook paylaşımlarını biraz kısmamız öneriliyor. Tabi durum böyle olunca içeriğin o oranda doyurucu olmasını söylemeye gerek yok sanırım. Facebook için az ve nitelikli içerik ideal…

Linkedin’de durum Facebook’tan farklı. Burada aylık 20 adet paylaşım ile ağınızın %60’ına ulaşabildiğiniz söyleniyor. Fena bir rakam değil!

Twitter için de günde 3-4 paylaşım öneriliyor.

Tabi bu rakamlar ortalama veriler. Sizin testleriniz/geri dönüş oranları sizin için ideal rakamı belirleyecektir. İdeal rakam da sürekli değişebilir. Yani denemeye/ölçmeye devam.

Offline ve Online Eskisinden Daha Çok Birarada

Sosyal Medya kullanımı giderek daha çok offline dünya ile bir araya geliyor.

Ürün/hizmet promosyonları, indirimler, yarışmalar online taraftaki trafiğinizi arttırıyor. Bolgesel veya özel bir gruba yönelik içerik giderek daha çok önem kazanıyor. Müşteri segmentasyonu ve data analizi ilerleyen günlerde daha da sık konuşulacak gibi görünüyor.

İçeriğin Dili

Kullanıcılar sosyal medyada markaların paylaşımlarına karşı giderek daha az tepki veriyor. Aslına bakarsanız sosyal medya kişisel bazda da bir sadeleşme döneminde gibi görünüyor, markalara ilginin azalmasında bir nedeni de budur sanırım… Kimileri bu ilgi azalmasını bir –Sosyal Medya Körleşmesi- olarak adlandırıyor. Böyle denmesinin nedeni kullanıcıların markaların paylaşımlarını artık neredeyse görmemesi. Önemli bir bölümü markayı takip etse bile paylaşımları takip etmeme seçeneğini kullanıyor… Ve o kadar çok marka ve paylaşım var ki, kullanıcılar artık marka paylaşımlarına neredeyse körlük derecesinde kayıtsız kalıyor.

Peki ne yapmalı?

Radikal önerilerin başında kullanılan dilin ÇOK ilgi çekici, hatta neredeyse –şok edici- olması öneriliyor! Biraz daha aktif, sorgulatan, düşündüren, gündem belirleyen içerik dili revaçta. Eğlenceli, sempatik içerikler de hala ilgi çekiyor ama bu tür içerikte klişe tuzağına özellikle dikkat!

Değerlerinizi Koruyun

Bir markayı değerleri öne çıkarıyor. Sosyal medyayı etkili kullanayım derken marka değerlerini göz ardı etmek yapılan hatalardan biri… Az önce –Şok edici anlatım dili- dedik. Böyle bir dili yaratabilmek epeyce riskli. Markanızın değerlerini koruyarak bunu yapabilmeniz en ideal olanı. Varsın like sayınız biraz az olsun, markanızın itici olması kadar riskli olamaz…

Anahtar Kelime Empati

Aslında iletişimin ve buna bağlı olarak da pazarlamanın özü empati değil mi? Sosyal Medya yönetiminde de aynısı geçerli. Her paylaşımı kendinizi karşıdakinin yerine koyarak sorgulamanız size farkındalık kazandırıyor. Siz olsanız bu paylaşıma ne tepki gösterirdiniz? Bir tüketici olarak markadan ne gibi paylaşımlar bekliyorsunuz?

Kontrollü gitmek, yolculuğun farkında olmak, ölçmek, kendini eleştirmek, gerekirse stratejinizi değiştirmek yeni sosyal medya kullanımının öne çıkan kelimeleri.

Son olarak şunu önemle belirtmekte fayda var sanırım. Sosyal Medya kullanımı ne kadar efektif olursa olsun bir markayı tek başına lider yapmıyor. Pazarlama adı üstünde bütünleşik ve lojistikten ambalaja, ürün kalitesinden müşteri desteğine kadar çok geniş bir yalpazeyi kapsıyor. Bu alanlardan en az birinde bir aksaklık olması tüm sosyal medya çabanızı boşa çıkarabilir. Sadece sosyal meydada değil, her etapta herşeyi, her zaman kontrollü yapmanız gerekiyor.