Bir önceki yazıda ekonomik durgunluk dönemlerinde pazarlama bütçelerinden yapılan kesintilerin ne gibi olumsuz sonuçlar getirdiğine değinmiştik.

Bu yazıda daha çok ekonomik durgunluklarda önerilen pazarlama faaliyetleri üzerinde duracağız. Fakat gene de bir kez daha ekonomik durgunluk dönemlerinde pazarlama ve reklam bütçelerinde yapılan kısıtlamaların kısa, orta ve uzun vadede satışların azalmasına yol açtığının altını çizerek yazımıza başlayalım… Tasarruf sandığımız şeyler bazen bize epeyce pahalıya mâl olabilir!  (neden böyle olduğu ile ilgili yazıya buradan ulaşabilirsiniz)
Ekonomik durgunluklar kimi zaman tahmin edilenden daha uzun sürebiliyor. Yaşadığımız dönemde böyle inatçı bir durgunluktan geçtiğimiz söylenebilir. Durgunluğun ekonomik, sosyolojik ve psikolojik pek çok sebebi var; çözüm ne yazık ki elimizde değil. Peki işletme olarak ne yapabiliriz? Neler öneriliyor? Buyrunuz hep birlikte okuyalım…

Müşterilerinizi İnceleyin

Hangi sektörde olursanız olun kriz dönemlerinde yapılabilecek ilk şey müşterilerinizin veya potansiyel müşterilerinizin satınalma davranışlarını incelemek. Eskiden aldıkları şeyler büyük ihtimalle değişecektir. Müşteriler bu dönemde neye göre satın alıyor, hangi ürünler, hizmetler onlar için cazip hale geldi? Hangi ürünler/hizmetler için satınalmayı erteliyorlar?

Kriz dönemlerinde tüketim azalıyor ama bu demek değil ki tamamen bitiyor. Bazı ürünlerin tüketimi önceki dönemlere göre artıyor hatta… İş, bu ürünleri/hizmetleri belirleyebilmekte.

Mevcut Müşterilerinize Odaklanın

Bu başlık bir önceki ile ilgili. Mevcut müşterilerinize doğrudan satınlama davranışları ile ilgili sorular sorabilirsiniz. Bu dönemde neleri alacaklar ve neleri almayacaklar? İhtiyaçları, beklentileri neler?

Size inanmış, sizden bir şeyler almış bir müşteriyi ikna etmek diğerlerine göre daha kolay. Dolayısıyla bu alana fokus olmak size vakit kaybettirmeyecektir.

Ürün/Hizmet Portfolyonuzu Yeniden Yapılandırın

Kriz dönemlerinde sunulan ürün/hizmetlerin kendisi satmazken bir veya birkaç versiyon düşüğü satılabiliyor. Örneğin özellikleri azaltılmış bir araba veya daha düşük kalite perakende ürünler gibi… Burada da faydalanacağınız en önemli şey yine ilk maddede saklı; Müşteri Analizi.

Pazarlama Bütçenizi Akıllıca Harcayın

Pazarlama bütçenizi azaltmanız kesinlikle önerilmiyor. Bunun yerine bütçeyi akıllıca kullanmak en verimli yöntem. Özellikle reklamlarda kesintiye kesinlikle gitmeyin. Hele hele en ölçülebilir reklam alanı dijital reklamlarda.

Peki reklam bütçenizi akıllıca harcamak için neler yapabilirsiniz? Yükte ağır olanları azaltın, ulusal TV reklamları, uzun süre kullandığınız outdoor reklamlar gibi… Buradan gelen bütçeyi doğrudan en çok satış olarak geri dönen ürünlerinizi tanıtmakta kullanabilirsiniz. Reklamın sıklığını değil ama süresini azaltabilirsiniz.

Doğrudan satışları etkileyen diğer bir önemli araç da nitelikli içerik. Üstelik maliyeti de pek çok reklam alanından daha uygun. Özgün, sizi/ürününüzü anlatan içeriği olabildiğince güçlendirin.

Burada minik bir not düşmek istiyorum; pazarlama bütçelerini azaltmak için pek çok firmanın tercih ettiği bir başka yöntem de reklam ajansı giderlerini kısmak oluyor. Olabilir/tercih edilebilir belki ama bunun da riskli olduğunu söylemekte yarar var. Bazı firmalar ajansa yaptırdığı işleri kendi pazarlama departmanlarına yaptırmaya çalışıyor; tasarruf amaçlı… Sonuçta ortaya derdini anlatamayan; üstelik de tasarım dili olarak pek çok yanlışlar içeren içerikler çıkıyor. Gene bir tasarrufun pahalıya mâl olması durumu (!). Bu bir başka yazı konusu olabilir aslında ama yeri gelmişken söylemek istedim.

Aile Değerlerine Odaklanın

Doğrudan satış yaptığınız kanal ailelerden oluşuyorsa kriz dönemlerinde duygusal mesajlar vermeniz öneriliyor. İşsizliğin arttığı, gelirlerin azaldığı dönemlerde büyük çoğunluk vaktini evde geçiriyor. TV izleme, bilgisayar başında vakit geçirme süreleri artıyor. Krizin psikolojik baskısının da etkisi ile daha duygusallaşan tüketici için duygusal içerikli reklamlar dikkat çekiyor, akılda kalıyor.

Dahası da var, böyle dönemlerde duygusal nedenlerle akılda kalan reklamlar/markalar orta ve uzun vadede de hatırlanacak bir ün yaratıyor.

Kaynaklarınızı Korumak İçin Hep Beraber Mücadele Edin

Kriz dönemlerinde en çok tedirgin olan bir diğer grup da çalışanlarınız. İşini kaybetme kaygısı çalışan verimliliğini azaltıyor. Motive olmak için sizin güven verici davranışlarınıza ihtiyaç duyuyorlar.

Aynı durum dağıtım kanalınız ve birlikte iş yaptığınız üçüncü parti firmalar için de geçerli.

Bu tür bir tedirginlik ortamında yapılabilecek en iyi şey motivasyonu yükseltmek için birlikte mücadele edildiğini anlatan iyi bir iç iletişim. Çalışanlarınızla, dağıtım kanalınızla iletişimi arttırarak, onlardan gelen geri bildirimlere göre stratejinizi güncelleyerek yol almak herkes için mücadeleyi arttıracaktır.

Krizler de gelip geçici. Önemli olan hep birlikte, hatta belki de eskisinden de güçlü atlatabilmek.