İtiraf edelim “Pazarlama” kelimesi birçok kişi için pek de sevimli olmayan duygular çağrıştırır. “Ben pazarlamaya inanmıyorum” cümlesini duymuş biri olarak şunu söyleyebilirim; özellikle ülkemizde pazarlama üzerine yapılan yorumlar genellikle pazarlama kavramını basite indirgese de; aynı zamanda yüzlerimizi de gülümsetir.

Bu nahoş ama aynı zamanda ironik mevzu için aklıma ilk gelen örnek; apartman girişlerindeki “Pazarlamacılar giremez!” yazısıdır :). Pazarlamayı “ısrarcı ve rahatsız edici bir satış süreci”ne indirgeyen bu yaklaşım, tamam kabul edelim hepimize komik gelse de, maalesef ki pazarlamanın içini boşaltan bir bakış açısı…

Belki çok çok uzun yıllar önce, henüz bu kavram bulunmamış, kapitalizm hunharca ağlarını örmemişken “bakın benim şöyle bir ürünüm var” diyen biri pazarlama yapılıyordu belki evet ama artık bu yaklaşım çoktaan miyadını doldurdu. Bugün böyle bir yaklaşım için pek çok kapıda kocaman “GİREMEZ” tabelası var.

Peki “Pazarlama Nedir?” Nasıl Olmalıdır?

Dilerseniz bu soruya cevap vermeden önce, bir miktar daha “Pazarlama Ne Değildir?” üzerinde duralım.

Ülkemizde özellikle sıkça yapılan bir hata var ki, pek çok işletme bir “Pazarlamacı” ararken aslında bir “Satışçı” arar. “Pazarlama Elemanı” başlığı ile verilen ilanların önemli bir kısmında ilan detaylarını okudukça anlarsınız ki aslında bir satış personeli aranıyor…

Yukarıdaki örnekten hareketle pazarlama ile ilgili ilk yanlış anlamanın “satış ile karıştırılması” olduğunu söyleyebiliriz.

İkinci bir yanlış değerlendirme pazarlamanın genellikle reklam vermek üzerine olduğu yönündedir. “Ne kadar çok reklam verirseniz o kadar etkili pazarlama yaparsınız” inanışı pazarlamanın yanlış anlaşılmasına neden olan bir diğer yaklaşım…

Pazarlamadaki yanlış anlaşılmaları kısa cümlelerle özetleyecek olursak;

  • Pazarlama “Satış” değildir.
  • Pazarlama “anlık” sonuçlar alabileceğiniz kısa süreli bir çalışma değildir.
  • Pazarlama reklam vermekten ibaret değildir.
  • İnsanlara “zorla” bir şey anlatmaya çalıştığınız bir şey değildir.
  • Çok yüksek paralar harcamanızı gerektirmez.
  • Yapmacık, “mış gibi” yaptığınız bir şey değildir.
  • Sıkıcı/gereksiz bir şey “HİÇ” değildir :).

Bir çok girişimci “pazarlama” kelimesine karşı bir antipati besler. İşletme sahiplerinin pazarlamaya bakış açıları daha çok pazarlamanın “gereksiz bir harcama kalemi” olduğu yönündedir. Genellikle kendileri “işleri” üzerine fazlaca yoğunlaştıklarından bu “işi” başkalarına devretmeyi tercih ederler. Böyle bir bakış açısında çoğunlukla “pazarlama” işlerinin devredildiği kişi aslında bu işi yapabilecek nitelikte biri değil, daha çok bir satışçıdır. Kısa vadede yüksek getiriler almayı hedefleyen pek çok patronun düştüğü hataya düşülür ve pazarlama faaliyetleri ne yazık ki başlamadan biter.

Geleneksel demeyelim ama yanlış anlaşılmış ve ne yazık ki yanlış uygulanan “pazarlama” aşağı yukarı yukarıda anlatıldığı gibidir.

Gelelim doğrusuna…

Pazarlama Nedir?

Hayır, korkmayın, pazarlama üzerine klişe/uzun bir tarif yapmayacağım :).

İlk olarak şunu söyleyebilirim pazarlama uzun ve sürekli çalışma gerektiren bir süreçtir.

Samimiyet gerektirir. Şeffat ve gözönünde bir yaklaşım her zaman yararınıza olur.

“Yavaş” ve bilinçli bir pazarlama, daha insancıl, daha samimi ve daha etkilidir. Biraz zaman alsa da, uzun vadede daha çok gelir getirir; sürdürülebilirliğe katkı sağlar.

Peki işlere nereden başlamalı?

Niş Tanımınızı Yaparak İşe Başlayabilirsiniz

Pazarlamanın uzun soluklu ve kapsamlı bir çalışma gerektirdiğini kavramanızla birlikte ilk yapacağınız iş ürününüzü/hizmetinizi “kime” ulaştıracağınızı tanımlamak.

Ürününüzü/hizmetinizi kime ulaştıracaksınız?

Bu sorunun cevabını bulabilmeniz için önce “NİŞ” olduğunuz alanı tanımlamanız lazım.

Ürününüz/hizmetiniz hangi konuda “niş” bir çözüm sunuyor. Niş kelimesinden kasıt, sizi diğerlerinden farklılaştıracak bir yaklaşım.. Sizinle aynı ürünü/hizmeti veren pek çok işletme var, sizi diğerlerinden ayıran nedir? Bu soruyu mümkün olduğu kadar kapsamlı düşünüp cevaplandırmak belki de hayal edemeyeceğiniz kadar yararınıza… Bir kez “Niş” inizi doğru tanımladınız mı, işler çok daha rayında gidecek şüphesiz.

Peki NİŞ olduğunuz alanı nasıl tanımlayacaksınız?

Bu uzun ve kapsamlı bir konu, hatta sadece bu başlık üzerine epeyce bir yazı yazılabilir.

Aşağıdaki sorular size niş olduğunuz alanı bulmanızda yardımcı olabilir:

  • Ürününüzü/hizmetinizi ortaya çıkarırken sizi en fazla zorlayan şey ne oldu?
  • Bu zorlanma sizi hangi noktaya götürdü? Ürününüz/hizmetiniz en çok hangi noktada gelişti?

Bazen zorluklar sizi çok farklı çözümlere götürebilir, bir alanda ummadığınız/planlamadığınız biçimde gelişebilirsiniz.

Veya tam tersi bir yoldan gidip, bir niş yaratmak için çalışırsınız. Niş tanımınızı önceden yapıp, sizi buna götürecek yoldaki engelleri ortadan kaldırabilirsiniz.

Bir biçimde sunduğunuz ürünü/hizmeti rakiplerden farklılaştırmanız gerekiyor.

Bir kez niş tanımınızı yaptıktan sonra ürününüzü kime satacağınızı tanımlamak zaten kendiliğinden geliyor.

İkinci Adım Platformunuzu Açıkça Tanımlamak

Ürününüzün/hizmetinizin bulunduğu platformu açıkça tanımlayın.

Pazarlamada esas ve önemli olan açıklıktır.

Ne sunuyorsunuz? Ürününüzü/hizmetinizi kullanacak kişilerde sunduğunuz ürün/hizmetle ilgili en ufak bir şüphe bile kalmamalı. Gayet açık ve net şekilde ifade etmeniz gerekiyor. Bu kısımda da işiniz bir miktar zor. Hem herkesin anlayabileceği kadar basit bir dille anlatılmalı, hem de anlattıklarınızın bir derinliği olmalı.

Tanımladığınız platform sayesinde tanınacak/bilineceksiniz. Sığ, yaratıcılıktan uzak, klişe bir anlatım; tek boyutlu bir algı yaratacaktır. Siz öyle bir platformda tanımlamalısınız ki kendinizi, hem bir kristal berraklığında olmalı, hem de derinlikli. Çok afilli laflar gibi duruyor di mi bu bölümde anlattıklarım; tam da öyleler zaten. Platform dediğiniz öyle olmalı :).

Ürününüz/hizmetiniz ne gibi bir fayda sağlıyor, bunu nasıl yapıyor, açıkça anlatmalısınız. Bunları anlatırken bakış açınız çok önemli. Derinlikli ve vizyoner bir anlatım ürününüzün/hizmetinizin tercih edilmesine neden olacaktır.

İlham verici olmaktan korkmayın,bunun için tercih edileceksiniz ;).

Şöyle minik bir örnek verelim: Diyelim A, B, C, D adaları var ve siz bu adalar arasında transfer hizmeti veriyorsunuz. A adasından B adasına, B adasından D adasına, C adasından B ve D adalarına…

Burada adalar arasındaki mesafaleri, rotaları ayrıntılı anlatmak, haritalar üzerinde göstermek nitelikli bir bakış açısı olacaktır. Adaların özelliklerinden bahsetmek, bir adadan diğerine gitme konusunda hayal kurdurmak “ilham verici” bir yaklaşıma güzel bir örnek olabilir.

Sadece transfer aracınızın güvenilir ve sağlam olmasından bahsetmek sığ/tek boyutlu bir anlatım olacaktır. Böyle bir yaklaşım daha çok bir “patron”a uyar.

Bir “Merkez” Haline Gelin!

Bilinen bir terim vardır; “Ne bildiğiniz değil, kimleri tanıdığınız önemli?” diye.

Merkez olma başlığını bu tanım üzerinden anlatmaya çalışırsak, tanımı bir adım daha öteye götürmemiz gerekiyor.

“Merkez olmak; ne bildiğinizi, kimlerin bildiğidir”. Ne kadar çok kişi bilirse o kadar faydanıza.

Bu durumda merkez olmak için, yaptığınız işi, sunduğunuz ürünü/hizmeti en iyi şekilde yapıyor olmanız ve bu konuda bir otorite haline gelmeniz etkili bir pazarlama için oldukça faydanıza…

Kolay ulaşılabilir olmanız gerekiyor. Bunun için sosyal medyayı rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Bir topluluğun, derneğin başkanı olabilirsiniz. Ürününüz/hizmetinizle ilgili derneklere danışmanlık yapabilirsiniz. Nasıl merkez olacağınızı belirlemek sizin bakış açınıza, tercihinize ve yaratıcılığınıza kalmış.

Bir konuda merkez olmak, yavaş ama emin bir izleyici kitlesi sağlayacaktır. Güvenilirlik iyi bir referans olacaktır. Uzun süreli ve emek gerektiren bir yol evet ama etkili bir pazarlama yazının başında değindiğimiz gibi yavaş ilerliyor.

Yukarıdaki başlıklarda değinilen konuları ilerideki yazılarda detaylandırmayı düşünüyorum. Hepsi geniş kapsamlı ve derinlikli konular/başlıklar.

Pazarlama uzun bir yol. Bu yola çıkmak bile bir bilinç/cesaret gerektiriyor. Bir kez çıkmak en azından bunu istemek/başlamak heyecan verici… Tıpkı yolculuğun kendisi gibi.

Fakat yolun en başından emin olabileceğiniz bir şey var ki, bilinçle attığınız her adım size pazarlamayı biraz daha sevdirecek; klişeden uzak her yaklaşım size maddi/manevi tatminle geri dönecektir…

Yolculuk süresince rehberiniz doğallık ve samimiyet olmalı. Keyifli yolculuklar…

—-

Aşağıdaki Yazı da İlginizi Çekebilir

Sürdürülebilir Pazarlama ve Hippi Pazarlamacılar 

Fotoğraf: http://www.freedigitalphotos.net/images/Insects_Spiders_and__g70-Caterpillar_p74017.html